Su kirliliği, su kaynaklarının, doğal ya da insan kaynaklı kirleticilerle kirlenmesi durumudur. Bu kirleticiler, suyun doğal yapısını bozarak, canlıların sağlığını tehdit eder ve ekosistem dengesini bozar. Su kirliliği, yüzey suyu (nehirler, göller, denizler) ve yer altı suyu gibi farklı su kaynaklarını etkileyebilir.
Su kirliliği çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Bu nedenler:
Dünya genelinde kullanılabilir suyun yaklaşık %70’i kirli su kaynağı olarak kabul edilmektedir. Bu oran, bölgelere göre farklılık gösterir; gelişmekte olan ülkelerde arıtma sistemlerinin yetersizliği nedeniyle kirli su oranı çok daha yüksekken, gelişmiş ülkelerde arıtma teknolojilerinin yaygınlığı sayesinde bu oran daha düşüktür.
Türkiye özelinde, TÜİK’in 2020 yılında yayımladığı Belediyelerin Atıksu İstatistikleri verilerine göre, belediyeler tarafından deşarj edilen toplam atıksu miktarı yaklaşık 5 milyar m³’tür. Bunun yalnızca %71,6’sı ileri veya biyolojik arıtma tesislerinde arıtılabilmiştir. Bu durum, Türkiye’de su kaynaklarının hâlâ ciddi kirlilik riski taşıdığını göstermektedir.
Su kirliliğinin meydana gelmesindeki en büyük neden insandır. Gerek endüstriyel gerekse evsel atıkların direkt olarak suya atılması sonucunda okyanuslarımız, denizlerimiz, göl ve nehirlerimiz gibi su kaynaklarımız hızlı şekilde kirlenmektedir. Oysaki atıkları atmadan önce gerekli astık su filtreleri ile filtrelenirse kirliliğin büyük bir hızla azalmaya başlaması içten bile değildir.
Su kirliliği en çok Çin, Hindistan, Brezilya ve ABD gibi ülkelerde görülmektedir. Bu ülkelerin ortak özelliği, kilometre kareye düşen insan sayısının fazla olması ve sanayileşmenin kontrolsüz şekilde artmasıdır. Özellikle bu bölgelerde TDS (Toplam Çözünmüş Katı Madde) oranı oldukça yüksektir. TDS değeri, suyun ne kadar kirli veya saf olduğunu gösteren önemli bir ölçüttür. Yüksek TDS seviyeleri, suyun içerisinde fazla miktarda mineral, tuz ve kimyasal madde bulunduğunu gösterir.
TDS hakkında daha detaylı bilgi almak için şu içeriğimize göz atabilirsiniz: TDS nedir?
Su kirliliğini önlemek için alınabilecek önlemler şu şekildedir:
Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) yayımladığı Global Environment Outlook 6 raporunda belirtildiği üzere, dünyadaki atık suların yaklaşık %80’i, hiçbir arıtma işlemine tabi tutulmadan doğrudan çevreye boşaltılmaktadır. Arıtılmadan doğaya bırakılan bu atık sular; içme suyu kaynaklarını, tarım alanlarını ve doğal yaşamı büyük ölçüde tehdit ederken, aynı zamanda su kirliliğinin en önemli nedenlerinden biri olarak gösterilmektedir. GEO-6 raporuna ve detaylı verilere UNEP'in resmi sayfasından ulaşabilirsiniz.
Bu oran, küresel anlamda su kaynaklarının sürdürülebilirliğini riske atmakta ve temiz suya erişimin her geçen gün daha da zorlaştığını göstermektedir. Özellikle şehirleşmenin hızlandığı bölgelerde bu oran dramatik seviyelere ulaşabilmektedir.
Su kirliliği başta insan sağlığı olmak üzere doğaya müthiş derecede zarar vermektedir. Acil bir önlem alınmazsa yakın gelecekte su kaynaklarımız kullanılamayacak dereceye gelecektir. İşte bazı su kirliliği sonuçları:
· Su kirliliği bütün ekonomik düzeni alt üst eder. Balıkçılık, turizm, tarım, yiyecek içecek sektörü…
Güzel ülkemizde bazı önemli su kirliliği örnekleri:
Su kirliliğini çözmek için bazı önlemler şu şekildedir:
Su kirliliği türleri şunlardır:
Formu doldurun, avantajlardan ilk siz faydalanın!